12 Ekim 2014 Pazar

KALBİN ATEŞİ-Rita Hunter yorumum :)

KALBİN ATEŞİ-Rita Hunter yorumum biraz uzun olacak hazırlıklı olun…
ben uzun uzun yorumu okuyamam diyenlere bir özet geçmem gerekirse eğer
kısaca BAYILDIM!!!!!! (görüldüğü üzere bol ünlemli bir bayılmak bu )
 desem yeterli olur sanırım …

şimdi uzun uzun okuyabilecekler için asıl yorum geliyor…
oradan oraya atladığım bir yorum olursa şaşırmayın olur mu ???
öncelikle bir seriyi daha bitirmenin üzüntüsü içinde olduğumu belirtmek istiyorum…
serileri tamamlamak hem mutluluk hem de hüzün sebebidir bilirsiniz…
tamamlamanın verdiği rahatlığı bozan şey ise çok sevdiğiniz karakterlerle karşılaşacağınız başka
kitapların kalmamasıdır…
bende şimdi Deli kızıl İsabel,Sophie ve Davina ile bir daha karşılaşamayacağım için hüzünlendim…
gerçi arada canım çekerse kitapları tekrar okuyabilirim ama yeni maceralar olsa daha bir güzel olmazmıydı ;)
buradan da şu sonuca varabilirim sanırım yazar tekrar, tekrar okunabilecek çok tatlı, sevilesi
ve mutluluk veren kitaplar yazıyor…
bence Rita Hunter kendi türünde bir çok yabancı yazardan daha başarılı…
şahsen benim en favori yabancı tarihi aşk romanı yazarım Elizabeth Hoyt’tur …
ve Rita Hunter ‘ da bu ödüllü yazar kadar kalemi sağlam ve o derece başaralı bir yazar…
ki en son okuduğum E.H. kitabından çoooook daha iyiydi KALBİN ATEŞİ bilginize!
Başarısını da kurduğu şahane cümlelere, kurguladığı harika ve sevimli karakterlere,
heyecanı ve akıcılığı bitmeyen anlatımına bağlıyorum ben…
yazarın her kitapta daha da iyileşen bir anlatımı ve cümle hoşluğu olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim…
bir de her kitapta birbirini tekrar eden olay, duygu ya da karakter kurgusu yok…
her yeni kitapta  kendini geliştirdiği kanaatindeyim…
okuyucuya  karakterlerle beraber her duyguyu,her düşünceyi, her olayı yaşatmak her yazarın harcı değil…
Rita bunu kesinlikle çok iyi başarıyor…
ben son derece hissederek ve yaşayarak okudum Kalbin Ateşi’ni…
kendimi sürekli Davina ile beraber ağzımı bozarken, öfkelenirken, üzülürken ve hayalkırıklığı yaşarken buldum…
Davina demişken size biraz ondan bahsetsem iyi olur…
yazarın yazdığı tüm kitaplar içinde benim en favori karakterim oldu…
oldum olası ağzı bozukları kızları sevmişimdir…. Zira yapılan araştırmalar bile ağzı bozukların daha samimi insanlar olduklarını ortaya çıkarmış :P
Davina’da bu durum son derece içi dışı bir ve öfkeli bir mizacı olmasından kaynaklanıyordu…
çok da sadık, sevdiklerine düşkün, cesur ve güçlü bir kadındı…
sevgisi de öfkesi gibi,tutkusu gibi çok yoğundu….
hayatta ki tek akrabası olan kız kardeşine düşkünlüğü onu, kardeşine yapılanların  intikamını
almak için yanıp tutuşur bir durumda bıraktı…
zaten gözü kara bir kadın ve tuttuğunu koparma konusunda da çok azimliydi…
derken kendini Stephan gibi , son derece akıllı, stratejik düşünen,
kendini beğenmiş, özgüveni tavan yapmış, muhteşem seviyesinde yakışıklı,
zorlu bir rakip ile karşı karşıya buldu….
ilk kez birbirlerini gördükleri andan itibaren kendilerini
aralarında sürekli cazırdayan bir elektrik,
her an tutuşmaya hazır bir tutku içinde buldular…
kitabı okurken siz de bu sıcaklığı,
aralarında ki cinsel gerilimi hissediyordunuz…
alev alev bir aşktı ;)
özellikle Davina’nın bu sıcak hisleri konusunda ki dürüstlüğü ve
samimiyetini ben çok sevdim…
(ki burada belirtmezsem olmaz yazar bu tutkuyu çok iyi kaleme almış…
her şey tam dozundaydı….)
Davina ve Stephan aşkı bu çekim üzerine ilerledi…
zaten ikisini bir arada tutacak başka bağları da yoktu…
Stephan bir İngiliz asilzadesi iken, Davina İskoç bir koyun tüccarıydı…
o dönemin şartlarında tamamen başka hayatlar yaşıyorlardı…
ve Davina’nın kendini içene soktuğu hafifmeşrep rolünde
Stephan’ın onu bir eş gibi düşünmesi de mümkün değildi…
biraz da kalın kafalı olan Stephan’ın  Davina’nın asıl karakterini
anlaması, onu sadece aralarında ki tutku için değil gerçekten sevdiği için bırakamadığını
fark etmesi zaman aldı….
tutkuyla harmanlanmış, bol bol gelgiti olan, hareketin  hiç bitmediği,
okuyucuyu bool boool “ahhh!”latan ve dee “vaahhh”latan bir aşk hikayesiydi….
ki ben böyle “sıcak, çoook sıcak, sıcak, daha da sıcak olacak bu geceee!!”
tarzı  aşklara da hayranımdır :D
Rita’nın tarzı gereği kadın karakterleri o kadar çok seviyorsunuz ki,
erkek karakterler her ne kadar muhteşemde olsalar,
siz okurken onlara aşık da olsanız yine de favoriniz hatunlar olduğu için
hep bir adım geride kalıyorlar…
kaldı ki ben kitabın sonlarına doğru birkaç yerde
Stephan’ı  iyi bir pataklamak istedim(kalın kafalı herif!!)…
vallahi ben de Davina kadar üzüldüm yahu!
ama sadece üzüldüm mü ben bu kitapta? Tabi ki  hayır!!!
Davina ve Marie ile Nadine sohbetleri ,
efedime söyleyeyim Davina ve Thomas’ın at arabasındaki tartaklama hadisesi,
Davina ve Sophie ile İsabel diyalogları gibi bir çok sahne bana
booool booool  kahkaha attırdı….
unutmadan eklemek isterim kendi başına bir karakter olan eksik kulaklı, kesik kuyruklu kedimiz Luna
okunmaya, sevilmeye değer çılgın bir karakterdi...
ve onun sarı gözleri beni biraz tırsıtmadı desem yalan olur ;)
kitap kapağımızın ilham kaynağı sahneyi de çok beğendiğimi söylemeden geçersem yazık olur…
hele heleee kitabın sonu yok mu o sonu!!!
nasıl mutlu etti beni, ne kadar coşturdu anlatamam…
Ritanın fazladan bir kabiliyeti de çok iyi sonlar yazması…
bu öyle bir sondu ki, aklınızda herhangi bir soru işareti kalmıyordu ve
tamamen sevinç gözyaşları dökeceğiniz kadar da mutlu,şirin,romantikti….
bir de yazarımızın bir mesaj uzaklıkta olması ve benim okurken ona mesajlar atıp
burada çok güldüm, burası çok güzeldi diyebilmem de okuma sürecimi
daha da keyifli bir hale getirdi ;)
şimdi uzun uzun anlattıklarımı buraya kadar okuduysanız vallahi
çok kabiliyetlisiniz ;)
hala bir Rita Hunter kitabı okumadıysanız inanın çok şey kaçırıyorsunuz…
yazar bana neden tarihi aşk romanı sevdiğimi bir kez daha hatırlattı…
içinize ılık ılık sevgi akmasına, aşk dolmasına sebep olan
bu kitabı ve hatta tüm seriyi en kısa zamanda okuyun efendim :D
buradan sonra sevgili Ratacığıma ellerine ve yüreğine, hayal gücü ve kabiliyetine sağlık diyorum…
yeni kitaplarını dört gözle bekliyorum :)

15 Eylül 2014 Pazartesi

EJDERİN BÜYÜSÜ-G.A. Aiken yorumum :)

ne zamandır yorum yapmaya üşeniyorum ama bu seri ve
bu kitap bir yoruma değer 
kötü bir kitap ve kötü bir ruh haline ilaç olsun diye başladım kitaba ve
iyi ki başlamışım dedim 
ejderha kardeşler okuyucunun ruh halini düzeltmeyi,
bol bol kahkaha attırmayı çok iyi beceriyorlar...
seriyi okuyanlar bilir, bu kardeşlerin ve eşlerinin ne kadar çatlak olduğunu lakin eğer okumadıysanız çok şey kaçırıyorsunuz...
tavsiyem okuyun ve öğrenin efendim 
bu seri bana fantastik kurgu romanlarını neden sevdiğimi her kitapta hatırlatır...
bitmesin diye yavaş yavaş okudum ama ne fayda yine de bitti!!
keşke diyorum şu serinin tüm kitapları çıkmış olsaydı da nefes bile almadan arka arkaya okusaydım... ne büyük bir keyif olurdu 
yazar sizi hikayenin içine, kurguladığı dünyanın içine öyle
bir çekiyor ki, sizin için her karakter gerçekmiş etkisi yaratıyor...
mesela altın bir ejderhayı hayal aleminizde net bir şekilde görebilirsiniz...
yazarı okumak tıpkı hem okuyup izlemek gibi...
çok şahane bi şey yani 
seri için sadece sizi ilk kitaptan itibaren okuyun diye uyarmak isterim...
her kitap ayrı bir karaktere ayrılmış gibi görünse de aslında devam eden bir konu var...
sıra ile okursanız keyif son derece artar...
haa! ola ki sırayı kaçırdınız ve başlamış oldunuz merak etmeyin öyle de
seversiniz... ama hemen sıralamaya dönmeniz en iyisi olur 
konusunu ya da karakterlerini anlatmak yerine kitabı ve seriyi ne kadar sevdiğimi anlatmaya devam edebilirim sayfalarca..
ne kadar sevdiğimiz varın siz düşünün...
ben kitaba 10 üzerinden 10 puan artı bir yıldız artı aferin artı gülen yüz verdim...

27 Ağustos 2014 Çarşamba

ERKEN RÜYA ZAMANLAR-Fatma Erdek yorumum :)

bir Fatma Erdek kitabı daha bitti...
nereden başlasam??
nasıl anlatsam?? 
bilemedim şu an...
sanırım yazarın anlatımından başlasam iyi olur...
yazarın kelimeler üzerinde sihirli bir gücü var...
aynı kelimeler ile bana bir cümle kurun deseler
yazar ile aynı cümleyi kurmam ve o anlamı yakalamam imkansız...
Fatma hanımın beyin süzgecinden geçerken kelimeler ve cümleler yepyeni anlamlara bürünüyor...
bir cümle ile bir dünya duygu,düşünce anlatıyor yazar ve şaşkına dönüyorsunuz...
bu kitap bildiğiniz duygu bombardımanıydı...
çok fazla yerden vuruldum!
karakterler ile birlikte o kasvetli,acılı,kahredici,öfkeli,açık bir yara gibi hep kanayan fakat iyileşmeyen bu aşkı yaşadım...
bir ara bittiğimi,yorulduğumu,yandığımı hissettim...
yazar o kadar güzel anlatmış ki duyguları, içinde kayboldum...
(burada bir ekleme yapmak istiyorum; kesinlikle böyle aşklar olmasın ve kimse bu kadar yanmasın kurgu da olsa!!)
baştan sona karakterlerin iç sesini dinlediğimiz,olayların ön planda olmadığı bir hikayeydi...
bu durum ara ara beni kötü etkilemedi diyemem...
çünkü hikayede ki hareketi ve akıcılığı biraz azaltmıştı...
sonuna doğru mutluluk artsa, acılar azalsa da, tam manası ile
üzerinde kara bulutlar gezen,karakterlerin acıya müptela olması sebebi ile mutluluğu anlamalarının ve sindirmelerinin uzun sürdüğü bir mutluluktu bu...
neyse ki Eser (yani erkek karakter) güçlü bir kişilik ve anlama kabiliyeti yüksek bir adamdı da sonu mutlu oldu aşklarının...
Nehir'e (kadın karakterimiz) kalsa bu iş zordu...
zaten sonu da mutsuz olsa şu an saçımı başımı yoluyor olurdum...
kısaca demem o ki;
eğer bol acılı,içimi yakan bir aşk hikayesi istiyorum diyorsanız,
yazar öyle bir anlatsın ki ben mest olayım diyorsanız,
ben şöyle okkalı, iyi bir kitap arıyorum diyorsanız,
ERKEN RÜYA ZAMANLAR tam size göre bir kitap....
OKUYUN!! ve OKUTUN!! efendim 

22 Haziran 2014 Pazar

HIRSIZ-Tarryn Fisher yorumum :)

okuduğum en iyi serilerden biriydi...
yazar bu kitapta da coşmuş!
benden 5 puanı kaptı...
Caleb caanım benim "NE ÇEKTİN BEEE!!" demek istiyorum kendisine...
aşk bu kadar acımasız olur mu??
oluyormuş bu seri ve bu kitap sayesinde okudum,öğrendim...
kaldığı iki çılgın kadın arasında o kadar eziyet çekti ki!!
ben olsam onun yerinde ikisini de birbirine vura vura döverdim!!
ne yapsa ne etse Leah'ın kötülüklerinden ve bencilliğinden,Olivia'nın kararsızlık ve korkularından kurtulamadı...
ve o kadar inatçı takıntılı bir karakterdi ki kendisi bu kadar sıkıntı içinde bile Olivia'ya olan aşkı bitmedi,bitmek bilmedi...
kitabı okurken hep "bırak şu kadını,kurtul şundan" dedim durdum...
"yenisini,daha iyisini bul"diye düşünmekten bir hal oldum...
ben bunları tekrar ederken ise Caleb şu şekilde düşünüyordu:

"Tanrım.Olivia'yı düşününce içimi huzur kaplıyordu.Bana ait olmayabilirdi ama ben ona aittim.Artık bu konuda savaşmak gereksizdi.Yüzüstü düşerek ona doğru yuvarlanıp duruyordum.Eğer Olivia Kaspen'a sahip olamazsam yalnız kalacaktım.O benim hastalığımdı.On yıl sonra bu hastalığımı başka kadınlarla iyileştiremeyeceğimi nihayet anladım."

şimdi bunu düşünen bir adama  ne denir...
bende bu satırlardan sonra "elinden geleni ardına koyma" ve
"YÜRÜ BEEE ADAMIM" cümleleri ile okumaya devam ettim...
bu kitabın Caleb tarafından anlatılıyor olması ilk iki kitapta ki sinir krizi olayından okuyucuyu korumuş...
iki hatunun da savaşmasına değecek iyi bir adamdı...
bulursanız bir Caleb kaçırmayın derim ;)
her ne kadar başına gelenleri hak etmediyse de bu kadar tatlı, bu kadar sevilesi olması hatta hatunlar için bir ödül sayılabilecek bir adam olması onun bu sıkıntılı aşk işlerinin içinde debelenmesine sebep oldu diyebiliriz...
bende caleb için üzüldüm ve kitabı okurken kendisine aşık olamamak için elinden geleni ardıma koymadım ;) bir de benimle mi uğraşsın zavallım :)
onun da hataları vardı... yok diyemem ama Olivia ve Leah'ın yanında melek sayılırdı bence...
konudan ya da Caleb ile ilgili düşüncelerimden daha fazla bahsetmesem iyi olur sanırım...
biraz daha uzatırsam olay spoiler vermeye girecek...
işte böyle söylene söylene,bazı yerlerde yüreğim hoplayarak,bazen de üzülerek lakin karakterle yaşayarak okuduğum bir kitap oldu...
genelde her kitabı seven bir okuyucuyum ama bu seri ve bu kitabın yeri bende ayrı olarak kalacak...
bu arada son derece keyifle okuduğum bu seri bittiği için biraz hüzünlüyüm de belirtmeden geçmeyeyim dedim :(
her zaman böyle farklı,acayip,insanı delirten ama yine de elinizden bırakamayacağınız kadar sürükleyici kitaplar ya da seriler bulmak zor..
gerek anlatımı, gerek çevirisi, gerek karakterleri,gerekse de kitap kapakları ile son derece farklı bir seri...
benim ŞİDDETle tavsiyemdir...
hazır böyle değişik bir kitap bulmuşken KAÇIRMAYIN!!!!

13 Haziran 2014 Cuma

DAİMA AŞK-Sandi Lynn yorumum :)

efendim bir aşk romanını daha bitirdim :)
çoook mesudum :))
DAİMA AŞK çok merak ettiğim bir kitaptı...
hatta okumayıp bir süre kitaplarımın arasında izledim :)
lakin daha fazla dayanamayıp dün başladım veee bu gün bitti!!!
öncelikle kitabın çevirisini sevgili HANİFE ALBAYRAK yaptığı için yoruma oradan başlayacağım...
bence çok güzel,son derece akıcı bir çeviriydi...
hiç sıkıntı çekmeden okudum... hatta okurken benim sevdiğim diğer fantastik serileri de Hanife çevirse
diye iç geçirdim ;)
ellerine,emeğine sağlık Hanife şekerimmm :)
kitabın kapağını da çok sevdiğimi belirtmeden geçme istemiyorum...
kitabı biz Elle'nin bakış açısıyla okuyoruz...
ve ben ilk kez bu tarz bir kitapta erkek karaktere aşık olmak yerine,
kadın karaktere bayıldım!!!!
bence Elle aşkıyla,güçlü karakteriyle,inatçılığı ve kendine has hal ve hareketleri  ile Connor'dan daha ilgi çekiciydi...
çok zor bir hayatı olmuş ama bir şekilde ayakta kalmayı o genç yaşına rağmen başarmış...
zaten o inatçılık ile başaramaması imkansız ;)
ben bu kitapta kadın karakterin erkek karaktere göre daha öne çıkmasına ve hatta
bir çok bakımdan daha baskın olmasına bayıldım...
bu tarz da alışa gelmiş olduğumuz gibi Connor'da baskın bir tip ama Elle pabuç bırakmadı ona ;)
ne istediğini, nasıl istediğini hep bildi...
evet onun da Connor'ın gücüne, ilgisine ve şefkatine ve deee yönlendirmesine ihtiyacı vardı...
ama bunu Connor'dan gücü ve dayanıklılığı ile istemeden ya da yumuşak başlılık göstermeden almayı başardı...
Elle bu kadar zor ve güçlü olduğu için aşkları da pek bir kavgalı gürültülüydü tabi...
yazarın aşkları ile ilgili anlatımında en çok bu kısmı sevdim...bu kadar kısa zamanda tanışıp ta
çok iyi anlaşmak,kavga ya da anlaşmazlık olmadan bir arada kalmak fazla masalsı oluyor...
birbirleri hakkında bilmediklerini öğrenmek hata şok olacak kadar şaşırmak çok normaldi...
yazar bize bunları son derece romantik ama yine de akla mantığa uygun bir dille anlatmış...
Connor'ın 30 yaşında bu kadar zengin bir ceo olmasını bile  gayet gerçekçi bir çizgide tutmuş...
bu da benim çok hoşuma gitti...
çünkü bu tarzda okuduğumuz kitaplarda yahu bu herif otuz yaşına basmadan bu kadar zengin olmayı nasıl başardı sorusu hep aklımın bir köşesinde olurdu ;)
yazarın gerçekliğe yakın lakin yine de masalsı anlatımı ile güzel bir kitaptı...
ikilinin birbirlerine olan desteğini,geçtikleri acılı süreçte nasıl da ayakta kaldıklarını,
bir yandan kırılırken bir yandan daha da sağlam bir ilişki kurduklarını okumak çok keyifliydi...
veeeee!!! en önemli husus ise bence bu kitapta yazarın cinselliği tam dozunda hiç rahatsızlık
vermeyecek kıvamda bırakmış olması...
abartılı cinsel içerik okumayı sevmeyen aşk romanı sevenler bence bu kitabı kaçırmamalı!!!!
hem zengin ceo'lar ve onlara aşık hatunlar hakkında güzel bir kitap okuyup, hemde cinsellikte
düşük bir dozu tercih edenlere ilaç gibi gelecek bir kitap bu :)
ben sevdim...
devam edeceğim seriye...
tavsiye de ediyorum....
şu sıcak günlerde keyfe keyif katacak bir kitap...
okuyun anacım :)



4 Haziran 2014 Çarşamba

SANA AŞIK DEĞİLİM-Vefa Enver yorumum :)

daha önce alıştığımız VE pembesi kitaplardan sonra bir de VE kırmızısı okudum ve onu da sevdim...
yazarın diğer romantik-komedi tarzı kitaplarından farklıydı...
bu kitap daha fazla tutku,daha fazla hüzün,daha fazla nefret ve daha yoğun bir aşk vardı...
her zaman ki VE akıcılığı ile anlatımı güzeldi...
sayfalar nasıl aktı gitti anlayamadım(ki ben bu ara çok yavaş kitap okuyorum)...
bence bu kitabı zengin,iş güç sahibi,tutkulu,sahiplenici,sert mizaçlı erkek karakter seven tüm hatunlar sevecektir...
çünkü Kenan tam da böyle bir adamdı...
ilgilendiği kadını dünyanın en iyisi,en güzeli, en çekicisi olduğuna ikna eden bir yaklaşımı vardı Lal'e karşı...
Kenan öyle hayran olunasıydı ki , Lal ondan ölesiye nefret ederken farkına varmadan aşık olabildi...
hoş Lal'in aşık olduğunu anlaması uzun sürdü(bilirsiniz bu inatçı hatunlar geç anlar!)...
bu ara bu tarz erkek karakterler olan kitapları hepimiz severek okuyoruz amma yazar burada bir fark yaratıp
otuz yaşın altında genç bir delikanlı yerine kırk iki yaşında son derece olgun bir erkek karakterle
benim gibi otuzu aşmış hatunları sevindirmiş :)
Kenan olgun olmanın dışında hepimizin alıştığı o erkek güzeli, yakışıklı karakterlerden de değildi...
ilk bakışta çirkin bulunan lakin baktıkça, tanıdıkça ne kadar çekici olduğunu anlayacağınız türden bir adamdı... bir de yetmezmiş gibi kalbi de güzeldi!!!
ve ben Kenan'ın böyle bir adam olmasını çok sevdim...
Lal yaşı ve hayatının geldiği durum yüzünden Kenan'a göre tabi ki toy bir karakterdi ama onu anlamak da lazım...kolay bir hayatı olmamış...hiç suçu yokken her şeyin ceremesini çekmek ona kalmış...
nefret ile Kenan'a hayatı zindan etmek için uğraşsa da içinde o kadar kötülük yoktu garibimin...
ava giderken feci avlandı!!! :)
yazar ikili arasında ki tutkuyu da,aşkı da  son derece yerinde ve güzel işlemişti...
ben keyif alarak okudum...
hala bu kitabı okumayan VE takipçisi varsa OKUYUN! :)
yazarı okuyanlar bilir, her kitabını gözünüz kapalı,konusuna bile bakmadan alabilirsiniz...
tanımayanlar da bence bu kitap ile yazarla TANIŞSIN! :)








1 Haziran 2014 Pazar

Kader Ağları-Shannon Drake yorumum :)

öncelikle kitabın kapak tasarımını ve iç kapağını çoook sevdiğimi söyleyerek başlamak isterim....
elinize alınca pek bir keyif veriyor...
ben kitabı sevdim... sıkılmadan okunan bir kitap...
yazarın tarihi konuda bilgisi iyi ve bunu hikaye içinde bize de sıkmadan aktarmış...
seçtiği konu ve karakter kurgulamasını da beğendim...
kadın karakter insanı deli edecek biriydi... çoook sinirlendim ona...
yani bu devirde bile onun kadar özgürlüğüne düşkününü bulamazsınız!!!
o derece deliydi... deli diyorum çünkü  feodal sistemde 1100'lü yıllarda bu tarz kadınların yaşama şansı sıfırın altındadır diye düşünüyorum :).o da bu şansı sonuna kadar zorladı, deli olmasa zorlamazdı değil mi ;)
gerçi erkek karakter Waryk muhteşem bir adamdı... onun kadar sabırlısı aşk romanlarında bile zor bulunuyor!!!
"ne çektin beee!!" diye diyee bir hal oldum...
bu kadar sevilesi,el üstünde tutulası,mükemmel ötesi erkek karaktere bu kadar çektirilmez...
ayıptır ve de günahtır kardeşim!!!
adam kadını yakalamak için kitapta neredeyse 250 sayfa çaba saffetti...
kadın hain mi değil mi çözmeye çalışırken bir 150 sayfa düşündü ki yazıktır bence Waryk'ciğime!!!
son elli sayfa da muratlarına erdiler diyebiliriz...
lakin o bölümde de dış mihraklar rahat vermedi ikiliye...
aralarında ki aşk için şunu diyebilirim yazar o kısım da biraz eksik kalmış bence...
aşk ve tutkuyu hissettirme kısmında,
karakter kurgusu ve tarihi bilgi kısmında olduğu kadar başarılı bulmadım yazarı...
yani bu demek değil arada aşk yok... sadece anlatım kısmı eksikti...
ve biraz şikayet etmem de gerekiyor....
çeviride "AYE" kelimesinin ve "LAİRD LİON" kelimelerinin neden
Türkçeye çevrilmediğini anlamış değilim...
yani Waryk hatuna LEYDİM derken,Mellyora LAİRDİM diye cevap veriyordu...
LAİRD İngilizce bir kelime iken sonuna Türkçe "im" eki getirilmesi son derece yersiz olmuş...
ayrıca bölüm değişikliklerini anlamak imkansız hale gelmişti kitapta...
bir sonra ki cümle gibi yazılmış...
olay başka bir yere atlarken her hangi bir ayırım olmadığı için siz bir önceki mekanda ya da olayda kalıyorsunuz... dört beş cümle okuyup bağlantı kuramayınca anlıyorsunuz bölüm değişikliğini...
keşke dikkat edilseymiş diye düşünüyorum...
bunu dışında rahatsızlık veren bir surum yoktu...
ben hikayeyi sevdim... yazar tarih ile aşk romanını birbirine güzel eklemiş...
benim 10 üzerinde 8 puan verdiğim bir kitap oldu...
devam kitaplarını da takip etme niyetindeyim :)


28 Mayıs 2014 Çarşamba

AYIN KARDEŞLERİ SERİSİ-Yasmine Galenorn yorumum :)

uzun zaman önce aldığım, her çıkan kitabına musallat olduğum fakat bir türlü okumadığım bu seriyi onuncu kitapta çıkınca bir ele alayım dedim...
yayın evinin benden hızlı gitmesi seriye çok ayıp etmişim gibi hissettirdi :)
serinin yazarı Yasmine Galenorn...
serinin kitapları sıra ile :
CADI - DEĞİŞİM - KARANLIK - EJDERHA CADI - GECE AVCISI - ŞEYTAN KADIN -
KEMİK BÜYÜSÜ - HASAT AVI - KANLI SEÇİM - KARANLIĞA DAVET
ilk üç kitabı okuyup bir süre ara verdim... araya başka merak ettiklerim girdi...
ve beni çok da heyecanlandırmadı, orta derecedeydi...açıkçası biraz korktum da acaba devamı böyle mi gelecek diye...
neyse ki öyle olmadı...
ilk üç kitapta hem olayları anlamaya hem karakterleri tanıtmaya çalıştığı için yazar, her ne kadar aksiyon bol olsa da kitaplar orta derece bir fantastik kitaptan öteye geçemedi benim için...
lakin dördüncü kitap itibari ile yeni katılan karakterler,daha fazla büyü, özellikle kız kardeşlerin artan güçleri ile seri güzelleşti...
özellikle Camille'in ağzından anlatılan kitaplar favorim oldu... bunu derken şunu da açıklayayım, her kitap ayrı bir karakter tarafından anlatılıyor...ilk kitap cadı olan kardeş Camille tarafından, ikinci kitap değişim şekil değiştiren ve ölüm bakiresi olan kardeş Delilah tarafından, üçüncü kitap karanlık ise vampir olan kız kardeş Menolly tarafından anlatılıyor... ve bu sıra aynen devam ediyor... ki ben bu şekilde olmasını pek bir sevdim :)
az önce de belirttiğim gibi benim favorim Camille çünkü kendisi cadı ve çok ilgi çekici büyüleri var...
onun Anne Ay ile olan bağını ve avlarını okumak çok keyifli...
gerçi Delilah da son kitaplarda baya bir coştu... Sonbaharın Efendisi ile olan bağlantısı onun da ilginç şeyler yapmasına ve başarmasına sebep oluyor...
Menolly'nin vampir olması sebebiyle diğer kız kardeşler kadar ilgi çekici bir tarafı yok ama serinin ilerleyen kitaplarında ondan da ümitliyim ;)
seride çoook kalabalık bir karakter kadrosu var...
elfler,cinler,şeytanlar,periler,vampirler,tanrılar,ejderhalar ne ararsanız mevcut efendim...
konu gittikçe okuması daha keyifli bir hale geliyor...
çok akıcı bir anlatımı var yazarın... aksiyon boool olduğu için çok rahat okunup gidiyor...
yalnız çevirmenler değiştikçe bazı ifadeler de değişiyor... iki kitap boyunca bir karakterin adı Türkçeye çevirilip çoban püskülü diye anılırken üçüncü kitapta pat! çevirmen değişmiş ve biz çoban püskülünü artık ingilizce ismi ile okur olmuşuz... ;
YAYINEVLERİNDEN RİCA EDİYORUM, YA SERİYİ AYNI ÇEVİRMEN ÇEVİRSİN,YA DEĞİŞEN ÇEVİRMEN BİR ÖNCEKİ KİTABA BİR GÖZ ATSIN, YA DA SON OKUMALARI KİM YAPIYORSA BİRAZ DAHA DİKKAT ETSİN....
bu seride ve bence yazarın anlatımında ki tek eksiklik karakterleri yeterince sevemiyorsunuz...
yani yazar vardır size bir karakter anlatır ve siz ona aşık olursunuz!!!
mesela Anita Blake serisi okuyanlar bilir, Laurell K. Hamilton bir Jean Claude tarif eder, öyle bir anlatır ki  siz ona aşık olur ve karşınız da görmüş kadar tanırsınız, bilirsiniz... Jean Claude'un tüm mimiklerini,el kol hareketlerini gözünüzde canlandırırsınız....
işte Yasmine Galenorn'da bu biraz eksik kalmış....
bir dünya karakterin birine bile aşık olmadım!!! ( ki beni bilirsiniz çok sevdiğim yada aşık olduğum bir karakter bulmakta zorlanmam :) )...
neyse böyle de olsa ben serinin takipçisiyim artık!!!
şükür ki seri Martı Yayınlarında... onların seriyi bitireceklerine ve bizi çok bekletmeden sıkmadan devam kitaplarını çıkaracaklarına güvenim tam....
keşkeee Anita Blake serisi de Martı'da olsaydı ;)
bu arada serinin orijinal kapaklar ile çıkıyor olması benim en sevdiğim taraflarından biri...
fantastik sevenlere ben tavsiye ediyorum...
okuyun anacım!!
zaten yetişkin türünde fantastik bulmak zor...
bulmuşkende kaçırmayın derim!!!! :)






23 Mayıs 2014 Cuma

HAYLAZ ASİLZDE-Carole Mortimer

yaşadığımız bu sıkıntılı ve acılı günlerde kafam dağılsın diye elime bir HARLEQUIN - BEYAZ DİZİkitabı aldım...
iyi de yapmışım... 
başlamamla bitmesi bir oldu desem yeridir...
beni içimde bulunduğum ruh halinden uzaklaştırdı...
çok tatlı bir konusu ve karakterleri vardı...
okuyucuyu yormayan güzel bir anlatımı ve çevirisi vardı...
yazarın daha önce başka hikayelerini okumuş ve beğenmiştim ama bu kitap daha bir hoşuma gitti...
sanırım tarihi aşk romanı olmasından kaynakladı...
bu kitabın devamı da varmış!! onu da okumayı sabırsızlıkla bekliyorum...
sizinde bu aralar benim gibi sıkıntı dağıtmaya ihtiyacınız vardır tahminimce ve bu kitap iyi bir tercih olur...
tavsiye ederim.... 

KÖTÜ ÇOCUKLAR NEFES NEFESE-M.Leighton yorumum :)

hazır yorum yazamaya başlamışken KÖTÜ ÇOCUKLAR'da okundu,
ona da bir yorum yazayım dedim 
ben kitabı sevdim...
seriye devam edeceğim...
kitaba başladığım da Olivia'nın iki kardeşi de çekici bulması bana biraz itici geldi... lakin onu anlamadım desem yalan olur...
iki erkek karakterde son derece çekiciydi...
"zavallı kızcağız ne yapsın dedim" bol bol...
ama kitabı ilginç hale getiren yazarın sona doğru okuyucuyu şaşırtması ve ters köşeye yatırmasıydı...
bu aşk üçgenini bağladığı yer çok iyiydi...
kitaba eklenen gizem ve tehlike kitabı sevmemin diğer bir sebebi....
ve ikinci kitabı merak etmeme sebep olan o son sayfa beni sabırsız okuyucu moduna soktu!!
şöyle keyifli bir kitap arıyorum diyenlere,
ayrıca aşık olunası erkek karakter okumayı
sevenlere tavsiyemdir 

BİR AŞK ÇARPINTISI-Marie Force yorumum :)

BİR AŞK ÇARPINTISI okundu...
bu aralar keyifsiz ve tembel hissettiğim için yorum yapmaya üşenir olmuştum...
lakin dün öğle saatleri başladığım bu kitabı akşam bitirdim...
elimden düşmedi... bende bir yorumu hakketti dedim
çok bilindik bir aşk mevzusuydu konusu ama ben yine de çok sevdim...
güzel akıcı bir anlatımı vardı...
karakterler çoook sevilesiydi... ki erkek karakter bence tam aşık olunasıydı 
özellikle içinde bebeklerin olduğu hikayeler beni benden alır...
bu kitapta da bebekli ve zor durumda bir annenin bisikleti ile yaptığı bir kaza sonucu tanıştığı mükemmel erkek karakter ile olan aşkını okudum...
Mac(kahraman erkeğimiz) hem kadına hem bebeğine aynı anda aşık oldu...
onlar için elinden geleni ardına koymadı...
onlar için böyle çırpınır ve uğraşırken kendi için en iyi olanı da bulmuş oldu...
kitaba ve hikayeye kendinizi kaptırıp gidiyorsunuz...
öyle çok sevgi vardı ki kitapta, okurken içim eridi resmen...
ben böyle akıp giden,yolunu çabuk bulan,basit ama güçlü,yormak yerine keyif veren aşk romanlarına bayılırım...
bu kitap benim kalbimi çaldı...
yazarın tarzını, anlatımını sevdim...
devamını sabırsızlıkla bekliyorum 
tavsiyemdir aşk romanı seven kızlar OKUYUN!!! 

GÖKYÜZÜNÜN UZAK UCU-Kristan Higgins

keyifsiz olduğum (sanırım bahar çarptı ) bu günlerde bir türlü bir kitaba
devam edemedim... sonra dedim ki bir Kristan Higging kitabı okusam iyi olur!
ve GÖKYÜZÜNÜN UZAK UCU'na başladım...
ne kadar iyi geldi, ne kadar keyifli geldi anlatamam
yazarın üçüncü kitabı bu okuduğum ve hepsi ayrı keyifliydi...
yüzüme bir gülümseme yerleştirecek kitap arıyorum diyenlere
ila. gibi gelecektir... okuyun anacım :)

KAÇ BENİMLE-Kristen Proby yorumum :)

bildiğimiz ve bu sıra görmeye, okumaya alıştığımız tarzda bir kitap fakat farklı olan yanı bu kitapta hiç bir şekilde uzayan yanlış anlaşılmalar,sürüp giden küslükler falan yok...
sadece aşk,tutku ve mutluluk var...
yani edebi bir şah eser değil ama bu kadar mutluluk fışkıran bir kitabı okumak hoşuma gitti...
ay!! küs kaldılar!! ay amann!!her şeyi çok uzattılar...
yok efendim kıskançlıktan birbirinin canını çıkardılar falan böyle şeyler yoktu kitapta...
hep MUTLULUK, heppp bir MUTLULUK!!!
bakınız mutluluk büyük harfler ile yazıldı!! siz ne kadar mutlu olduklarını anladınız 
hatta ara ara vıcık vıcık MUTLUYDULAR...
lakin sürekli mutlu olan çiftleri okumanın da psikolojime iyi geldiğini itiraf ediyorum (bu ara bahar çarptı sanırım pek bir keyifsizim)...
ben seriyi ve yazarı takip edeceğim...
her okuyan beğenir garantisi veremem bu kitap için (bilen bilir ben genelde her kitabı severim  )... ama mutluluk fışkıran bir kitap okuyayım bu ara derseniz ya da keyifli vakit geçirmek isterseniz bence deneyin 

KIŞ GÜNEŞİ-Jennifer L. Armentrout

yazarın lüx serisi yada saplantı kitabı kadar beğenmedim bu kitabı...
lakin yazarın akıcı ve karakterleri sevdirdiği tatlı bir anlatımı var...
o yüzden bu kitapta aktı gitti...
keyifli vakit geçirmek için birebir diyebilirim 
eğer yazarı seviyorsanız onun hatırına bile okunur 
özellikle karakterlerin çocukluktan beri tanışıyor olmaları
ve birbirlerine çaktırmadan aşık olmaları çok tatlıydı...
ve kitabın her iki karakterinde ağzından ayrı ayrı anlatılması ise
çok daha hoşuma gitti...
bence okuyun anacım 

TUTKUN-A.L. Jackson yorumum :)

bu yazarın okuduğum üçüncü kitabı...
her kitap ayrı bir keyifli, ayrı bir güzeldi...
son derece büyülü aşklar anlatıyor yazar...
veee! ben her kitaba ayrı ayrı aşık oldum...
o kadar sevdim ki uzun uzun yorum yapıp ta bende ki
büyüyü bozmaya içim el vermiyor şu an...
ama siz anlayın buradan ne kadar sevdiğimi 
bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum!!!

ÖLÜM FALI-Lena Diaz yorumum :)

ÖLÜM FALI severek okuduğum bir kitap oldu...
polisiye ve aşkı bir arada okuyabildiğimiz çok fazla kitap çıkmıyor!
işte bu kitap o boşluğu dolduruyor hatta doldurmakla kalmayıp baya da bir mutlu ediyor...
konusunu falan anlatmaya gerek duymuyorum...
sadece Sandra Brown ve Linda Howard sevenler 
bu yazarı ve kitabı da çoook severler desem sanırım vermek istediğim mesaj alınmış olur 
bu arada seri olduğunu da belirtmek isterim ve serinin ikinci kitabı
GÖLGELERİ KOVALA'da çıktı....
okuyun efenimmm 

SON PİŞMANLIK-A.L.Jackson yorumum :)

SON PİŞMANLIK çok büyük bir keyifle okuduğum...
karakterlerle beraber hissettiğim ve yaşadığım bir kitap oldu...
yazarın okuduğum ikinci kitabı bu ve bundan önce okuduğum KALBİMİN SAHİBİ isimli kitabına da bayılmıştım...
çok yoğun bir aşk,pişmanlık,sevgi,ihanet ve affedilme isteği olan bir konusu vardı... yazarın anlatımı çok güzel... sayfalar aktı gitti...
kısaca tavsiye ederim 
hele ki şöyle içimi cızz ettirecek bir aşk okumak istiyorum derseniz tam sizlik bu kitap 

TEHLİKELİ KIZIL-Tarryn Fisher yorumum :)

TEHLİKELİ KIZIL okudu veee hiç istemesem de bitti 
üzgünüm yaaa!! çünkü şimdi serinin son kitabı için meraktan kıvranıyorum!!!!
harika bir seri... bu kitapla birlikte yazara olan hayranlığım arttı...
bir sürüüü! aşk romanı okumuşumdur ama böylesine bir seriye denk gelmemiştim...
zaten eminim benim gibi aşk romanı severlerin hiç biri böyle acayip bir aşk okumamışlardır... ilk kitap FIRSATÇI'dan sonra daha fazla sinir olamam,gıcık olamam derken oldum!!!!
bu Leah denen çatlak kadın insanı sinir krizine sokar yeminle!!!
ben böyle acınası,kahrolası,fıtık olası karakterleri yan yana hiç bir kitapta görmedim...
hal böyle iken kitabı beğenmem sanırsınız değil mi???
yok anacım resmen bayıldım!!!!
elimden bırakamadım...
yorumu uzatıp burada spoiler kaçırmak istemiyorum...
ama çok acayip bi şey okumak istiyorum,çok sıkıldım aynı şeyleri okumaktan diyorsanız (hatta demiyorsanız  ) bence bu seriye bir şans verin :))

SESSİZ İNTİKAM-Laura Landon yorumum :)

uzun uzun yorum yazamaya üşeniyorum!!
sadece şunu söyleyebilirim kitapla ilgili ve yeterli de olur bence;
okuduğum en keyifli en iyi tarihi aşk romanlarından biriydi...
bu kitap ÇİRKİNİN AŞIĞI,GELİN,DÜŞLER KRALLIĞI gibi çok sevdiğim 
tarihi aşk romanları arasına girdi...
yazarın takipçisiyim bundan sonra...
PEŞİNİ BIRAKMAM!!!
OKUYUN KARDEŞİM!!!!
Nilay Defterli Kaya - Işık Türksün - siz ikiniz kesinlikle okumalısınız!!!

ve Ebru Elif Aydın ile Hülya Hulyami ikinize de çooook teşekkürler 
beni gaza getirmeseniz okumayacaktım kitabı yahu 

GÜZEL BİR YALAN-T.E.Sivec yorumum :)

kötü çevirisine rağmen çok sevdiğim bir kitap oldu...
ne olursa olsun bu çeviri yüzünden yazarın hakkını yemek istemedim
ve 10 üzerinden 9 puanı kaptı benden....
gerçi sonlara doğru çevirimi düzeldi yoksa ben mi alıştım bilemedim 
ama daha kolay okudum... 
şu an itibari ile yazarın takipçisiyim...
bool aksiyonlu,boool aşklı tam da benim sevdiğim tarzda bir kitaptı...
Linda Howard ve Sandra Brown kitaplarının dahası özellikle polisiye-aşk kitaplarının az olduğu bu günlerde bana ilaç gibi geldi...
tavsiye ederim okuyun 

KAN HASADI-S.J.Bolton yorumum :)

yazar ilk iki kitabı kadar iyi değildi bence... 
ilk yüz elli sayfa çok ağır ilerledi...
ama sonra gerilim dozu ve aksiyon eklenince kitap güzelleşti...
konu her zamanki gibi farklıydı...
yazarın acayip konular bulmak ve işlemekte çok iyi olduğunu belirtmeliyim...
siz doğa üstü bir şeyler mi çıkacak yada katil şu kişidir diye düşünürken yazar sizi ters köşeye yatırıyor ve bambaşka bir sona ulaştırıyor...
kitabın sonu bende mide ağrısı artışına sebep oldu o ayrı!!
okurken bir an şoka girip kitabı elimden bıraktım...
"off" ladım... "poofff" ladım bir süre sonra tekrar devam ettim...
merak zirveye ulaştığı için devam ettim...
merak işe karışmasa en az 3 saat ara verip bir kahve ve bir kaç sigara içmeye sebep bir olaydı vardı!!!
kitabın başlarında konuya adapte olamadığım ve sıkıldığım için puan kırıp 8 vermek durumunda kaldım...
çünkü böyle bir durum KURBAN ve ZEHİR kitaplarında yoktu..
yazar şimdi iki kitapla zirveye ulaşınca bu kitapta da öyle bir beklentim vardı... karşılamayınca puan da düştü ister istemez...
yine de kesinlikle okuyun diyeceğim kitaplardan biri...
gerim gerim gerilmek için aranan yazar S.J.Bolton'tır...

KIR ÇİÇEĞİ TEPESİ-Kimberley Freeman yorumum :)

sevgili Nilay Defterli Kaya'nın bana yaptığı baskı ve eziyetler sonucu başlamış olduğum KIR ÇİÇEĞİ TEPESİ bitti anacım...
kitabı sevdim evet!!
Nilay oku diye boşuna ısrar etmemiş...
lakin Beattie'nin sıkıntılarını okurken daralan ruhum yüzünden Nilayı yakalayıp çimdiklemek istediğim zamanlar olmadı değil...
güzel bir konusu olan çok hoş bir aile-dram hikayesiydi...
zorlukla göğüs geren güçlü bir kadın karakter olan Beattie baş roldeydi...
Beattie'yi ne kadar sevdiysem Emma'yı o kadar sevmedim...
her şeyi geç anlayan ve bencil bir karakterdi...
neyse ki sonradan düzeldi 
yazar sadece Beatti'nin hikayesini yazsa bile bence olurdu...
Emma'nın bölümleri geçsin diye hızlı hızlı okudum o kısımları...
ahh!! ve Charlie ne güzel bir adamdı o!!
en sevdiğim ikinci karakter...
Molly ve Henry ise ıslak odunla dövmeyi canı gönülden dilediğim insanlar oldular...kahrolasıcalar!!!
bir tek yaptıklarının bedelini ödeyen şu market işleten cani çift oldu...
o kısımda bir ohh!! canıma değsin dedim 
konu gayet güzel ilerledi.... ama sonu çok kısa ve apar topar geldi...
yazar bu kadar ayrıntı anlatmışken sonunu biraz daha beni mutlu edecek kıvama getirebilirdi diye düşünüyorum...
bir de Beattie ve Emma arası bağlantılar sanki biraz eksik kalmıştı...
bu bağlantılar konusun da Sarah Jio çok daha iyi bir iş çıkarıyor bence...
eski ve yeni hikayeleri birbirine daha uyumlu ve iyi bağlamak hikayeyi güzelleştiriyor kanısındayım...
bu aile-dram hikayeleri özellikle dramı bolsa beni üzüyor anacım!!
ama siz bana bakmayın üzülsem de severek okudum...
tavsiye ederim 

KARA KIŞ BEYAZ DÜŞ-Fatma Erdek yorumum :)

bu kitap nasıl anlatacağımı yada yorumlayacağımı bilemediğim bir kitap oldu... sevmediğimden değil tabi ki... 
yazarın kelimeleri kullanmakta çok marifetli olduğunu düşünüyorum... 
okurken her şeyi hissediyorsunuz... 
zaten fazlaca hissetme durumu beni mahvetti yaaa!!!
konusu son derece etkileyici,duygusal ve iç sızlatan bir konuydu...
ana karakter Zeynep'in o kasvetli ruh hali beni de sardı...
onun kadar mutsuz ve kahrolmuş hissettim...
onun güçsüzlüğü beni delirtti...
onun yenilmişliği beni sinirlendirdi...
onunla birlikte bende hayata,insanlara akıl sır erdiremedim...
nefret doldum...
hepsine veryansın ettim...
neden?? neden??? soruları aklımda gezindi durdu...
cevaplayamadım...
anlam veremedim...
nasıl insanlar bunca kötülüğü içinde taşır??
psikolojileri bozuk olanlar mı??
ruhları kararmış olanlar mı???
ahlakı bozuk olanlar mı??
şeytana yenik düşenler mi???
yoksa şeytanın ta kendisi olanlar mı ????
kitap bitti ama ben bu sorularla ve veryansınlarla orta kaldım...
sonu mutsuz değildi kesinlikle öyle anlaşılmasın!!!
ama ben Selim denen o insan müsveddesinden yeterince
hırsımı alamadım,nefretimi kusamadım!!!
bence yaptıklarının hiç bir şekilde karşılığını almadı....
Onun için adalet yerini bulmadı!!!
en azından Akgül için bir nebze de olsa rahatladım...
o ceza vermesini bildi!
işte bu ruh halleri ile bitmiş bir kitabın başında
kara kara düşünüyorum...
veee yazarı bu kabiliyetinden dolayı kutluyorum!!!
bir de kitabın çok kısa olduğunu, bana yetmediğini eklemek istiyorum...
bu kitabı çook sevsem de MELEKLER ZAMANI halaaa favorim 
sonuç olarak şiddetle tavsiye ediyorum!!!

4 Nisan 2014 Cuma

Jasinda Wilder-SENİNLE okundu ve bitti anacım!!!
ben çoook sevdim bu hikayeyi... ayrıca yazarın anlatımına,duyguları okura aktarma kabiliyetine ve etkileyici bir aşk hikayesi kurgulamış olmasına hayran oldum... 
hikayeye başladığımız ve bitirdiğimiz yer bambaşkaydı...
ben bu kitaba başlarken bu kadar duygusal olacağını ve
beni zır zır ağlatacağını düşünmemiştim...
New Adault türünde olunca biraz da korku ile başladım ama
merakıma yenik düşüp almıştım...
bu arada belirtmek isterim bu kitap bence tamamen yetişkinlere
yönelik bir kitaptı....
neyse biraz korka korka ve sadece aşk bulacağımı düşünerek başlamış olsam da tüm beklentilerimi yıktı...
kurguladığı bu kırık dökük,acılı,incinmiş,suçluluk duygusu altında ezilmiş karakterlerle beraber her şeyi hissettim...
onlarla beraber yaşadım...
erkek karakter Colton okuduğum en iyi belalı,kötü ama sevilesi erkek karkterlerden biriydi (Travis falan Colton'ın yanında çok cici kaldı vallahi!).
Colton hem gerçekten kötü işlere bulaşmış hem çok yara almış hem de tüm bunlara rağmen çok sevilesi kalmış bir karakterdi...
Nelly ise acı ile ölüm ile nasıl başa çıkacağını bilemeyen haliyle çok üzdü beni... kıyamam çok fenaydı hali beee!!!
inkar etmek ve ayrı kalmak için ne kadar uğraşsalar da,
ikisi arasında ki çekim,tutku ve birbirlerinin yaralarına iyi
gelen halleri ile bu aşktan kaçamadılar...
bende böylece çok sevdiğim,içimi titreten bir aşk okumuş oldum...
bu aralar aşkın sıradan hali yerine böyle değişik,etkileyici aşk romanları okumayı daha bir seviyorum...
iki son derece dört dörtlük insanın aşkındansa, bu şekilde yaralı ama sevilesi karakterleri okumayı seviyorum 
kısaca TAVSİYEMDİR.... okuyun aşk romanı seven arkadaşlarım